Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, tutuklanmasının ardından cezaevinden el yazısıyla mektup yazıp gönderdi. Özdağ, 'halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme' suçlamasıyla tutuklandı. Bu durum, Türkiye'deki siyasi iklimin ne kadar gergin olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
Ümit Özdağ, mektubunda yaşadığı zorlukları ve tutuklanma sürecini detaylı bir şekilde anlattı. Özdağ, Kayseri'deki olaylarla ilgili olarak kendini savunarak, 'Eve dönün çağrısı' yaptığını belirtti. Bu açıklama, tutuklanma gerekçesinin sorgulanmasına neden oldu.
Ümit Özdağ, tutuklanmasının ardından Silivri Cezaevi'ne götürüldü. Mektubunda, 'Cumhurbaşkanına hakaret suçu ile Ankara'da tutuklandım' ifadesini kullandı. Özdağ, İstanbul'a getiriliş sürecinde yaşadığı zorlukları da aktardı. Geceyi İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nde geçirdiğini ve orada bir bank üzerinde uyumak zorunda kaldığını belirtti.
Özdağ, genç polislerin kendisine karşı nazik davrandığını ancak yukarıdan gelen talimatların zorlayıcı olduğunu ifade etti. Sabah saatlerinde adliyeye götürülmesi gerektiği söylenmesine rağmen, saatlerce bekletildiğini vurguladı. Bu durum, adalet sisteminin işleyişine dair ciddi soru işaretleri oluşturdu.
Ümit Özdağ, mektubunda, 'Bu inanılmaz hukuk cinayetlerinden birisidir' diyerek yaşadığı durumu eleştirdi. Özdağ, 2020, 2021 ve 2022 yıllarında attığı mesajların Kayseri olaylarıyla ilişkilendirilerek tutuklandığını belirtti. Bu durum, siyasi bir baskının parçası olarak değerlendirildi.
Özdağ, tutuklanmasının ardında yatan asıl amacın kendisini ve Zafer Partisi'ni susturmak olduğunu savundu. 'Amaç Ümit Özdağ ve Zafer Partisi'ni susturmaktır' diyerek, siyasi iktidarın hedefinde olduğunu ifade etti. Bu durum, Türkiye'deki muhalefet üzerinde artan baskıları gözler önüne serdi.
Ümit Özdağ'ın mektubu, Türkiye'deki siyasi atmosferin ne kadar gergin olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Özdağ, siyasi baskıların artmasıyla birlikte, muhalefetin daha da zor bir süreçten geçeceğini belirtti. Bu durum, Türkiye'deki demokrasi ve adalet anlayışını sorgulatan bir gelişme olarak değerlendirildi.
Özdağ, mektubunda, 'Öcalan'ı serbest bırakmak daha kolay olacaktır diye düşünüyorlar' ifadesiyle, siyasi iktidarın muhalefeti susturma çabalarını eleştirdi. Bu durum, Türkiye'deki siyasi tartışmaların daha da derinleşmesine neden olabilir.