1960 darbesi sonrası İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan diploma skandalı, Ekrem İmamoğlu ile Castro Nuri arasında ilginç benzerlikler ortaya koyuyor. Bu olaylar, üniversite tarihindeki önemli bir dönemi simgeliyor. 1960 yılında İstanbul Üniversitesi'nde yaşanan olaylar, hem dönemin siyasi atmosferini hem de eğitim sistemindeki sorunları gözler önüne seriyor.
28 Nisan 1960 günü İstanbul Üniversitesi önünde toplanan öğrenciler, Rektör Sıddık Sami Onar'ın teşvikiyle eylemlere başladı. Öğrenciler, Castro Nuri lakaplı Nuri Yazıcı'nın kışkırtıcı konuşmalarını dinleyerek sokaklara döküldü. Bu olaylar, 27 Mayıs darbesine giden sürecin başlangıcını oluşturdu. Nuri Yazıcı, o dönemde komünist ve kemalist öğrenciler arasında efsane haline gelmişti.
O yıllarda İstanbul Üniversitesi, CHP'nin etkili olduğu üniversitelerin merkez üssüydü. Öğrenciler, orduyu vazifeye çağıran pankartlar taşıyarak marşlar söylediler. Nuri Yazıcı, bu eylemlerin öncüsü olarak tanındı ve adı Castro Nuri olarak anılmaya başlandı. 1961 darbe anayasasını hazırlayan Prof. Dr. Hüseyin Nail Kubalı, onun için “27 Mayıs darbesi Nuri Yazıcı kadar kutsal” demiştir.
Darbeden bir buçuk yıl sonra İstanbul Üniversitesi'nde bir diploma skandalı patlak verdi. O dönemde, öğrenciler geçemedikleri derslerden geçer not alabilmek için memurlarla iş birliği yaparak sahte belgelerle diploma almışlardı. Bu durum, hem üniversite yönetimini hem de dönemin cunta iktidarını zor durumda bıraktı.
Olayın üzerini kapatmaya çalışan yetkililer, sahtekarlığın boyutlarını gizlemekte zorlandılar. Kadir Mısıroğlu’nun anılarında belirttiği gibi, her dersin bir rayici vardı ve memurlar, anlaşma yapıldığı takdirde geçemeyen öğrencilerin notlarını “sehven” geçer olarak kaydediyorlardı. Bu durum, üniversite kütüğünde büyük bir karmaşaya yol açtı.
Şikayetlerin ardından, İstanbul Üniversitesi'nde bir komisyon kuruldu. Komisyon, öğrenci işleri evraklarına el koyduğunda, sahte belgelerle diploma alan yüzlerce kişi tespit edildi. Bu kişiler arasında akademisyenler ve hakimler de bulunuyordu. Castro Nuri, bu skandalda en üst sırada yer aldı.
Komisyonun çalışmaları sonucunda, kalemdeki tüm memurlar görevden alındı. Ancak, dönemin darbe yönetimi, yolsuzlukların bir kısmını görmezden geldi. Castro Nuri, bu süreçte hülleli sınavlarla mezun oldu ve avukatlık yapmaya başladı. Ancak, siyasi hareketlilikte yer alarak dikkat çekmeye devam etti.
Günümüzde, Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının şaibeli olduğu iddiaları, 1960'daki diploma skandalıyla benzerlikler taşıyor. İmamoğlu, Girne Amerikan Üniversitesi'nden İstanbul Üniversitesi'ne yatay geçiş yaparken, okulunun adının yanlış yazılması gibi usulsüzlükler yaşandı. Bu durum, geçmişteki sahtekarlıkların günümüzde de devam ettiğini gösteriyor.
İmamoğlu'nun referans gösterdiği üniversitenin kurucu ortağı, o dönemdeki kayıtların denkliğinin olmadığını belirtmiştir. Bu durum, diploma iptali sürecinde İmamoğlu'nun da ifadeye çağrılmasına neden oldu. Geçmişte yaşanan olaylar, günümüzdeki benzer durumları anlamak için önemli bir referans noktası oluşturuyor.