Kandilli Rasathanesi, Ege Denizi'nde meydana gelen depremlerle ilgili 4. raporunu kamuoyu ile paylaştı. 31 Ocak-07 Şubat tarihleri arasında bölgede 1513 deprem kaydedildi. En büyük depremin büyüklüğü 5.3 olarak belirlendi.
Raporda, 108 adet depremin büyüklüğünün 4'ün üzerinde olduğu vurgulandı. Bu durum, bölgedeki sismik aktivitenin yüksek olduğunu göstermektedir. Depremler, yerel halk için endişe kaynağı olmaya devam etmektedir.
Raporda, 31 Ocak-07 Şubat tarihleri arasında en düşük büyüklüğün 1.2, en yüksek büyüklüğün ise 5.3 olduğu belirtildi. Bu süre zarfında toplamda 1513 deprem kaydedilmesi, bölgedeki sismik aktivitenin yoğunluğunu ortaya koymaktadır. Depremlerin sıklığı, yerel halkın günlük yaşamını etkilemektedir.
Depremlerin en büyüğünün 5.3 büyüklüğünde olması, ciddi bir tehlike oluşturuyor. Bu durum, bölgedeki yapıların dayanıklılığını sorgulatmaktadır. Uzmanlar, depremlerin artış göstermesi durumunda alınacak önlemlerin önemine dikkat çekmektedir.
Raporda, geçmişteki depremlere ve tsunamilere atıf yapılarak, 1956 yılında meydana gelen Amorgos depreminde ciddi maddi hasar gözlemlendiği ifade edildi. Tsunami dalgalarının Fethiye’de 1 metreye ulaştığı ve su baskın mesafesinin 250 metre olarak kaydedildiği belirtildi.
Günümüzde, Santorini ve çevresinde gözlemlenen sismik aktivite, bölgedeki potansiyel tsunami riskinin devam ettiğini göstermektedir. Bu durum, bölgedeki halk için ciddi bir tehdit oluşturmaktadır ve dikkatle izlenmesi gerekmektedir.
Raporda, Türkiye'de Kaş yarımadası ve Antalya Körfezi'nde 1 ila 3 metre arasında tsunami tehlikesinin mümkün olduğu ifade edildi. Orta ve Doğu Akdeniz ile Ege Denizi’nde tsunami tehlikesinin yüksek olduğu vurgulandı.
Güney Ege, Trablusgarp, Doğu Sicilya ve Güney İtalya gibi bölgelerde tsunami tehlikesinin dikkate değer seviyelerde olduğu anlaşılmıştır. Bu durum, bölgedeki halkın hazırlıklı olması gerektiğini göstermektedir.